KIÇSAL

eski plaklardan şarkılar çalmalı, sahte insanların kaybedeceği oyunlar oYnamaLı, hep kapitalizmle inatlaşmalı, onurlu yaşamalı, ruhunu satanlardan ve doymayanlardan ayrı durmalıyım… “aşkların ve ruhLarın bağımsızlığıdır tarzım” diye konuşmalıyım… yeni kitaPlara başlamalı, tÜm ideolojimle darbeSellere karşı çıkmalı, yıLLarı ve yolları anlatan bir fiLm yapmalıyım… dÜnyada dönen dOlaplara kafamı yOrmalı, her darbe denemesinin gLoBal yanlarına bakmalı… biraz kahkaha atmalı;

müziğe ve şiire akmalıyım…

peki, ne yazmalıyım?

pavLi panayırını mı?

kürenin yanıltmalarını mı?

ya da en çok aşkı mı yazmalıyım?

teknoloji zamanlarını,

sanatı,

mekanları,

sonbahar kahvaltılarını,

günün ilk ışıklarını…

yoksa;

yok saydıklarımızın, sanal kuşatmalara katkılarımızın, siyaseti çok ciddi bir işmiş gibi algılamanın ve bizi koşullandıran, dünyayı yok ediş felsefelerine odaklayan palavraların kışkırtıcılığında…

evet; müthiş bir kışkırtmanın ortasında,

dünyanın yerel dokularını yusyuvarlak tekellere veren duruşları mı yazmalıyım?

Küresel darbeler, küresel duruşlar...

bitmeyen not almalar…

venezuela’da, şili’de, bolivya’da emperyalist palavralar…

bu sahtekarlıklar?

bu sefil kalkışmalar…

kokular ve korkular…

5K sorular: 

kimler dolandırıcı?

kimler hissizleşen?

kimler aşkı önemsemeyen?

kimlerdurmadan renk değiştiren?

kimler tüm siluetleri maskeleyen?

dersimiz kapitalizmden:

“…tüketin ve üretin.

aşkı boş verin.

dumurlarınızın kulesinden tümceler üretin.

düşlemeyin…”

oysa;

görmüyor musunuz… ağaçlar yeşil, gökyüzü ve denizler mavi…

görmüyor musunuz tanklar hep insanları ezdi…

görmüyor musunuz kapitalizm kaç kez denedi…

aşkı yaşayanlar ve aşksız kalanlar var.

sanatla yaşayanlar ve sanatsız kalanlar.

bir de fikirlerini ve benliğini başkalarına adayanlar…

gezegenin günlerinde metalik/metaforik tonlar…

rol çalanların ve rol yapanların çok olduğu zamanlar…

“suçlular tüm dünyada”…

böyledir durumlar ve dumurlar…

ama dünyada mizah var…

ama dünyada aşk var

ama dünyada sanat var

Vizyondan geçen bir JOKER var. Joaquin Phoenix’e alkışlar… Geçen ay ölen Ginger Baker’e saygıLar… Eric Clapton’dan “Sitting On Top Of The World”…

Umutlar;

sofia loren… güzel zamanlar…

Biraz orhan veli de var.

kurt cobain… (bazı intiharlar hep yaşar)…

the wall’dan ruhumuza takılanlar…duvarlar ve korkular,

k ı r ı l a c a k l a r…

“dünyadan yana olanlar var…”

budur umutların repliği…

kapitalizm gelip geçici…

yıllardır emperyalizminreddindeYim…

hepsi bir “kıçSallık ve tekme” meSelesi…