2+2 = 5 eder mi ?
Atilla Gösterişli2+2= 5 eder mi?
Evet eder!
İnanç ve biat üzerine, ‘kutsadığın’, her ne koşul ve ortam olursa olsun, ‘sorgusuz’ dava adına bir ‘lider’ arkasındaysan, O liderin söylediği her şey kabullenilebilir. Bu yüzden ‘tutarsızlıklar’, ‘çelişkiler’ bu kesim için önemli değildir. 2+2 bu yüzden 5 olabilir, bunun da çok önemi yoktur!
Son günlerde, inanılmaz boyutlarda, insanları şaşkınlık halinde dumura uğratan gelişmeler yaşıyoruz. FETÖ, PKK, Pontusculuk, Kürdistan, Sisi aynı paket içinde servis edilir hale geldi. Bir insan aynı anda hem FETÖ hem PKK hem Pontuscu hem Sisici olabilirmiş! Dün “beka sorunu” diye ortalığı dehşete düşürüp, bugün Kürdistan’ı anmak normal olabilirmiş!
Siyaset ve hırs, kendi ekseni etrafında dönerek girdap oluşturuyor. Her dönüşte bir kademe daha derine iniyoruz. Mesele korkutma, caydırma, ders vermenin ötesinde, insanlığın ortak değerlerinin bile tehdit olarak görülmesine ve bunları yok edilmesi üzerine saldırıya geçilmesine kadar uzanmıştır.
Lakin, bir insanı, dünya üzerinde yaşanan her türlü kötü olayla ilişkilendiriyorsanız o kişiyle ilişkili değil kendi hasletlerinizle ilişkili bir şey söylüyorsunuz demektir. Bu nedenle, söylemler nadanlık/nobranlık boyutuna kadar vardırıldı.
Yalancı, yalan konuştuğunun farkında. Gerçeğin ne olduğunu biliyor ancak insanların o gerçeğe ulaşmasını engellemeyi amaçlıyor. Söylediği şeyin gerçek olup olmadığı üzerinde düşünmüyor bile. O an, o dakika, karşısındaki kalabalığın ne duymak istediğini hissediyor, ne işine geliyorsa, onu rahatlıkla söyleyebiliyor.
– “Bazı insanları her zaman kandırabilirsiniz…
– Herkesi bazen kandırabilirsiniz…
– Ama…
– Herkesi her zaman kandıramazsınız…”
ABD Başkanı Abraham Lincoln sözü tam da bugünkü Türkiye’yi özetliyor. Öyle bir süreçten geçiyoruz ki, yaşadıklarımızın neden-sonuç ilişkilerini anlamlandırabilmek hakikaten kolay değil.
Bir gün söylediğini ertesi gün unutmakta beis görmeyen, değişken ittifak dinamikleri eşliğinde hangi hamleyi, neden ve ne zaman yapılacağını artık kestiremiyoruz.
Toplumda karamsarlık duygusu hakim. Ekonomik şartların getirdiği durum, sosyal hayattaki güvensizlikler bireyleri ‘çıkışa’ doğru yöneltmeye başladı. Tek tek insanlar ve kitleler böyle büyük tarihi dönemeçlerde hayatlarını ve değerlerini ve ülkesini yeni baştan gözden geçirir.
Ve son söz:
Bugün bir fırsat yakalandı. İnsanlar ‘tünelde bir ışık’ görüyorlar. Bu ışık, karamsarlıklar üzerine insanları umutlandırıyor. Bu bireysel duyguyu yayabilmeliyiz. Demokrasi, hukuk, özgürlük, eşitlik gibi değerlerden uzaklaşmış bir ülkenin yaşayacağı tahribatı engellemek için bir çaba içinde olduğumuz hissi topluma yansıtılmalı.