Hangi Türkiye
Ahmet Soyer TekinGündem bir süredir ne yazık ki intihar vakalarıyla çalkalanıyor. Ekonomik ve sosyal buhrandan bir şekilde çıkmayı başaramayan insanımız çareyi canından vazgeçmekte buluyor. Tabi ki sorunun çözümü canına kıymak değil… Hayat uzun bir yolculuk ve insan her daim ümitvar olmalıdır. Her ne olursa olsun yaşamak bize verilmiş en güzel hediye…
Bununla birlikte mevcut ekonomik durumu da görmezden gelemeyiz.Kağıt üzerinde yapılan kalem oynatmalarla düşük enflasyon ve suni bir büyüme yaratmak reel yaşamın gerçeklerini değiştirmiyor. Türkiye ekonomisi gayr-ı resmi verilere göre tam bir resesyon döneminden geçmektedir. Şimdi nedir bu gayr-ı resmi veriler diyebilirsiniz… Şimdi bu veriler üzerine biraz söz edelim.
Hane halkının alım gücü o kadar düştü ki insanlar akşam yemeği yerken yarın sabah karnını nasıl doyuracağını düşünür hale geldi. İktidarın ekonomi politikaları toplumda ‘’orta direk’’ kavramını ortadan kaldırdı. Artık ya şatafat içinde yüzüyorsunuz ya da yiyecek ekmeği zor buluyorsunuz… Bir yanda küçücük bebeğine binlerce lira harcayıp tektaş yüzük alabilenler diğer yanda çocuklarının eline ‘ısınabilsinler’ diye fön makinesini tutuşturup yan odada hayatına son veren Emine Akçay…
Şimdi biz hangi Türkiye’ye bakalım? Sn. Bakan Berat Albayrak’ın sürekli yükselen büyüyen Türkiye’sine mi yoksa yiyecek ekmek bulamayıp canına kıyanların Türkiye’sine mi ?Biz kime inanalım? Freni boşalmışçasına mütemadiyen et ithal eden Türkiye mi yoksa Kanada’ya 5000 ton balon balığı ihraç edecek Türkiye mi ?
Elbette bu duruma gelmek dünden bugüne olmadı. Yıllarca süregelen bilinçsiz tüketim çılgınlığı, bankaların kişinin gelirine oranla kat be kat daha fazla vermiş olduğu kredi kartları, insanları sürekli tüketime yönlendiren gösterişi bol içeriği vasat diziler bu tablonun ortaya çıkmasında payı olan figürlerden bir kaçı…
Gördüğü her boş araziye bina dikerek herhangi bir fizibilite yapmadan, piyasadaki dengeleri gözardı eden ultra lüks rezidanslar ülkesi Türkiye mi ? Tek göz odada 4-5 kişi yaşamaya çalışan garibanlar ülkesi Türkiye mi ? Toplumda gelir dağılımı eşitsizliği arttıkça sosyal paydaşlıklar da aynı oranda hızla azalıyor. Toplumda kutuplaşmanın seviyesini en çokta bu ekonomik göstergeler belirliyor.
Bu şekliyle üst perdeden seslendirilen ‘’Süper Güç Türkiye’’ olma hayalleri ancak bir hayaldir. Çalışmadan yalnızca tüketerek bir arpa boyu yol alınamaz. Çare toplumun bütün kesimlerinin katıldığı bir üretim ekonomisi modelidir. Sosyal medyayla birlikte hayatımıza giren gösteriş çılgınlığı eğer bu halde devam ederse bu geminin içinde bugün şatafat içinde yüzenlerde boğulacaktır.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyetin henüz ilk yıllarında ortaya koymuş olduğu ekonomi modellerinin yıllar geçmiş olsa da hala geçerliliği koruduğunu görüyor ve böyle bir lidere sahip olmanın bizi ne kadar şanslı kıldığını düşünüyorum…